JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ
1 sayfadaki 1 sayfası
JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ
JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ
Günümüzdeki bilimsel ve teknolojik gelişmelere paralel olarak mühendislik meslek disiplinlerinin araştırma, geliştirme, üretim, uygulama ve denetim fonksiyonları da önemli değişimler yaşamaktadır. Mühendislik tarihinin geçmişinden bugünlere taşıdığı “sorunlara çözüm üretme” işlevi, bilgi üretim sürecinde daha alt dallara doğru yönlenen yoğunlaşmaya uyumlu olarak, özgün alanlarda toplanmaktadır. Bu gelişim çizgisi, genel bir mühendis kavramının terk edilerek bunun yerine yeni mühendislik dallarının yaşam içinde karşılık bulmasını sağlamıştır. Ancak bu değişim çizgisinin yaratmış olduğu alt dallara bölünme, beklenildiği gibi, mühendislik disiplinlerini tümüyle birbirinde koparmamış aksine gerek bilimsel bilginin üretilmesi gerekse bilginin uygulanmasında ortak çalışma kültürünü, ekip çalışmasını daha da zenginleştirmiştir.
Örneğin kendi mühendislik disiplinimiz olan Jeoloji Mühendisliğinin tarihsel gelişimine baktığımızda, yaşananların yukarıdaki değerlendirmelere paralellik taşıdığı görülecektir. Jeoloji biliminin ilk ortaya çıkışında insanlığın dünyayı tanıma ve yorumlama ihtiyacına yanıt verdiği ve o dönemlerden bugüne kadar geçerliliğini koruyan bilimsel kabulün sonucu olarak 5 temel bilim (biyoloji, fizik, kimya, matematik ve jeoloji ) arasındaki yerini aldığı bilinmektedir. Ancak zamanla, özellikle kapitalizmin gelişme sürecinde, doğayı “tanımlama ve yorumlama” yeteneğini doğayı (ilkin madencilik girişimleri daha sonra tüm mühendislik girişimleri düzeyinde) “dönüştürme” becerisi ile zenginleştirdiği ve jeoloji biliminin Jeoloji Mühendisleri eliyle uygulamaya aktarıldığı ve insanlığın kullanımına sunulduğu görülmektedir. Jeoloji Mühendisliği genç bir mühendislik disiplini olarak mühendislik tarihindeki yerini almıştır.
Genel olarak MÜHENDİSLİK, bilginin pratik amaçlara uyarlanması; bilimsel ilkelerin en verimli biçimde yapılara, makinalara, ürünlere, sistemlere ve süreçlere dönüştürülmesi sanatıdır. Bilim adamının işlevi bilgiyi genişletmek, mühendisinki ise uygulamaktır. Gelinen noktada Jeoloji Mühendisliği de mühendislik sanatının gereklerine uygun olarak, insanlığın kültürel ve iktisadi zenginliğine katkı sunmuştur. Jeoloji Mühendisleri, içinde yaşadığımız doğal çevreye yönelik her projenin ve çabanın ihtiyaç duyduğu (ki uzun bir süre daha bu ihtiyacın süreceği açıktır) ilk modelin, jeolojik modelin tasarımcıları olarak kalmamış, diğer mühendislik disiplinleriyle bir arada “doğaya müdahale ve dönüştürme” uğraşına katılmıştır. Bu uğraşın sınırlarının doğal çevremiz olarak kabul edilen dünya ile sınırlı olmadığı, bugünkü teknoloji ile uzaydaki çevreyi de ilk algılamanın jeolojik modelin verileriyle başladığı görülmektedir.
Jeoloji ve Jeoloji Mühendisliği, tarihsel gelişim süreci içinde değişime uğramış, dinamik bir seyir izleyen olgulardır. Geçmişten bugünlere ulaşan mesleki bilgi ve pratik birikim üzerinde Jeoloji Mühendisliğini ve Jeoloji Mühendisini özetleyen çağdaş tanımlamalara ulaşılmıştır.
Jeoloji(Geology): Geo(Yer) ve Logos(Bilim) sözcüklerinden türeyen Jeoloji; Fiziksel Jeoloji, Tektonik, Petrografi, Sedimantoloji ve Stratigrafi, Mineroloji, Paleontoloji, Mühendislik Jeolojisi, Hidrojeoloji gibi alt bilim dallarıyla, yerkabuğunun bir mineral tanesinden kıtalara kadar değişik büyüklükteki bileşenlerinin özelliklerini, dağılımını ve gelişimini, dinamizmini inceleyerek elde ettiği verileriyle yerin tarihçesini yorumlayan; sedimenter, mağmatik ve metamorfik kayaların zaman ve mekan ortaklığında sentezini yapan; yeryüzündeki kayaç, toprak ve su ile hayatın gelişimini inceleyen temel bir doğa bilimidir. Diğer bilimler gibi görünen ve görünmeyen yönleriyle dünyayı insanlar için anlaşılabilir kılmayı hedefler.
Jeoloji Mühendisliği (Geological Engineering): Jeoloji biliminin veri, teknik ve ilkelerini her türlü mühendislik kullanıma sunmak üzere, proje alanının 4 boyutlu (x-y-z-t) jeolojik modelini hazırlamak ve jeolojik verileri yorumlamak; yeraltısuyu ortam ve hareketleri ile kaya ve zemin özelliklerine ilişkin kavramsal modelleri ortaya koymak; mühendisliğin sanat ve bilime dayalı tanımı çerçevesinde, yerkabuğunu oluşturan malzeme özelliklerini incelemek, tanımlamak, sorunları önceden belirlemek ve sorunlara karşı mühendislik çözümlerini geliştirmek olan mühendislik dalı.
Jeoloji Mühendisi (Geological Engineer): Jeoloji biliminin kuramsal verilerini, ölçülebilen (sayısallaştırılmış) ve mühendislik işlerine etkilerine göre tasnif edilmiş (sınıflandırılmış) verilere, kavramsal modellere ve tasarımsal değerlendirmelere dönüştürecek mesleki derinliğe sahip olan mühendis.
Günümüzdeki teknolojik gelişmelere dayalı olarak Jeoloji Mühendisliği hizmet yelpazesi önemli oranda genişlemiştir. Başta doğal kaynak, çevre ve afet yönetim süreçleriyle ilgili olarak metalik madenler, endüstriyel hammaddeler, enerji hammaddelerinin ve sıcak ve soğuk su kaynaklarının aranması ve ekonomik kullanımı kararlarında; deprem, heyelan, kaya düşmesi,sıvılaşma, su baskını afet tehlike ve risk değerlendirmeleri; arazi kullanım planlarının hazırlanması; yer seçimi kararları, kütle hareketleri tanımlama, sınıflama, izleme , duraylılık analizleri ve stabilizasyon önlemlerinin belirlenmesi için jeolojik-jeoteknik etütlerde; yer altı suyu ve toprak kirliliği, atık depolama vb çevresel sorunların çözümünde; Baraj, tünel, karayolu, demiryolu,boru hattı, enerji santralleri gibi mühendislik yapıları ve binalar için jeolojik-jeoteknik etütlerde; Kentsel projelerin ihtiyaç duyabileceği temel parametrelerin (zeminin kazılabilirliği, yer altı suyunun derinliği, agrega malzeme, afet tehlike potansiyeli vb) belirlenmesinde JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ aktif görevler üstlenmektedir.
Yukarıda sayılan hizmetler dışında toplum sağlığı için risk oluşturan radon gazı ile asbest, arsenik, zeolit minerallerine ve etkilerine yönelik Tıbbi Jeoloji (Jeo–Sağlık / Medikal Jeoloji) ve Jeolojik Sit olarak kabul edilen oluşumlar (Fosil zonları, taşlaşmış ağaçlar, yeryüzü şekilleri) ile ilgili araştırmalar da, JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ tarafından gerçekleştirilmektedir.
Bugün Çevre ve Orman, Enerji, Ulaştırma Bakanlıkları ile Toplu Konut İdaresi, MTA, TPAO, DSİ, TKİ, ETİ HOLDİNG, DLH, BOTAŞ, TTK, Karayolları, Afet İşleri, Yapı İşleri, İller Bankası, Elektrik İşleri Etüt İdaresi, Maden İşleri Genel Müdürlükleri ve Yerel Yönetim (Belediyeler ve İl Özel İdareleri) birimlerinde; madencilik, çimento ve inşaat sektöründeki değişik özel sektör kurum ve kuruluşlarında; Odamıza “Serbest Meslek Uygulaması Yapan Büroların Tanımı Ve Tescil Yönetmeliği” kapsamında tescil yaptırmış Serbest Jeoloji Mühendisliği kuruluşlarında çok sayıda JEOLOJİ MÜHENDİSİ çalışmaktadır.
ÜLKEMİZDE JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİMİ
Ülkemizde 19.yüzyıldan itibaren JEOLOJİ bilgilerini içeren yayınlarla karşılaşılmaktadır. Örneğin, Hoca İshak Efendi’nin 4 ciltlik Mecmua-yı Ulum-ı Rizaziye (1834) adlı eserinde jeolojik değerlendirmeler yer almıştır. Yine aynı dönemde, Mekteb-i Tıbbıye-i Şahane’de JEOLOJİ dersleri verilmeye başlanmıştır. Darülfünunu Şahane içinde Ulum-ı Tabiiye ve Riyaziye (Doğa ve Matematik Bilimleri) bölümünün kurulması ile üniversitede JEOLOJİ eğitimine ilk adım atılarak İlm-i Arz ve Maadin (Yer ve Maden Bilimi) dersi okutulmaya başlanmıştır.Balkan Savaşı nedeniyle bir süre ara verilse de önce İstanbul Darülfununu (1933’ten sonra İstanbul Üniversitesi) Fen Fakültesi bünyesindeki JEOLOJİ ENSTİTÜSÜ’nde ve daha sonrada İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesinde JEOLOJİ eğitimine devam edilmiştir. Aynı dönemde Ankara Üniversitesi Ziraat Enstitüsü bünyesindeki Tabii Bilimler Fakültesinde(1933) Jeoloji Bölümünde eğitim başlamıştır.
1930’lı yıllarda birkaç Üniversitede sürdürülen Jeoloji Mühendisliği eğitimi 1935 yılında ülkemizin iki büyük yerbilimi kuruluşu olan MTA Enstitüsü ve Etibank’ın kurulması ile yoğun bir şekilde madencilik bazında jeolojik araştırmalara başlanılması, DSİ, Karayolları, EİEİ gibi yatırımcı kurumların ürettikleri projelerde jeolojik-jeoteknik araştırmaların ön plana çıkması gibi etkenler sonucu kamu ve özel sektör kuruluşlarında Jeoloji Mühendislerine eskiye kıyasla daha çok gereksinim duyulmaya başlamıştır.
1960’ların ikinci yarısında Karadeniz Teknik Üniversitesi(1965),Ortadoğu Teknik Üniversitesi(1965), Dokuz Eylül Üniversitesi(1968) ve Hacettepe Üniversitesi(1968) olmak üzere 4 üniversitede daha Jeoloji Mühendisliği eğitimine başlanılmıştır.
Bugün Üniversitenin Mühendislik/ Mühendislik-Mimarlık Fakültesi bünyesindeki Jeoloji Bölüm sayısı 27’ye ulaşmıştır.
Günümüzdeki bilimsel ve teknolojik gelişmelere paralel olarak mühendislik meslek disiplinlerinin araştırma, geliştirme, üretim, uygulama ve denetim fonksiyonları da önemli değişimler yaşamaktadır. Mühendislik tarihinin geçmişinden bugünlere taşıdığı “sorunlara çözüm üretme” işlevi, bilgi üretim sürecinde daha alt dallara doğru yönlenen yoğunlaşmaya uyumlu olarak, özgün alanlarda toplanmaktadır. Bu gelişim çizgisi, genel bir mühendis kavramının terk edilerek bunun yerine yeni mühendislik dallarının yaşam içinde karşılık bulmasını sağlamıştır. Ancak bu değişim çizgisinin yaratmış olduğu alt dallara bölünme, beklenildiği gibi, mühendislik disiplinlerini tümüyle birbirinde koparmamış aksine gerek bilimsel bilginin üretilmesi gerekse bilginin uygulanmasında ortak çalışma kültürünü, ekip çalışmasını daha da zenginleştirmiştir.
Örneğin kendi mühendislik disiplinimiz olan Jeoloji Mühendisliğinin tarihsel gelişimine baktığımızda, yaşananların yukarıdaki değerlendirmelere paralellik taşıdığı görülecektir. Jeoloji biliminin ilk ortaya çıkışında insanlığın dünyayı tanıma ve yorumlama ihtiyacına yanıt verdiği ve o dönemlerden bugüne kadar geçerliliğini koruyan bilimsel kabulün sonucu olarak 5 temel bilim (biyoloji, fizik, kimya, matematik ve jeoloji ) arasındaki yerini aldığı bilinmektedir. Ancak zamanla, özellikle kapitalizmin gelişme sürecinde, doğayı “tanımlama ve yorumlama” yeteneğini doğayı (ilkin madencilik girişimleri daha sonra tüm mühendislik girişimleri düzeyinde) “dönüştürme” becerisi ile zenginleştirdiği ve jeoloji biliminin Jeoloji Mühendisleri eliyle uygulamaya aktarıldığı ve insanlığın kullanımına sunulduğu görülmektedir. Jeoloji Mühendisliği genç bir mühendislik disiplini olarak mühendislik tarihindeki yerini almıştır.
Genel olarak MÜHENDİSLİK, bilginin pratik amaçlara uyarlanması; bilimsel ilkelerin en verimli biçimde yapılara, makinalara, ürünlere, sistemlere ve süreçlere dönüştürülmesi sanatıdır. Bilim adamının işlevi bilgiyi genişletmek, mühendisinki ise uygulamaktır. Gelinen noktada Jeoloji Mühendisliği de mühendislik sanatının gereklerine uygun olarak, insanlığın kültürel ve iktisadi zenginliğine katkı sunmuştur. Jeoloji Mühendisleri, içinde yaşadığımız doğal çevreye yönelik her projenin ve çabanın ihtiyaç duyduğu (ki uzun bir süre daha bu ihtiyacın süreceği açıktır) ilk modelin, jeolojik modelin tasarımcıları olarak kalmamış, diğer mühendislik disiplinleriyle bir arada “doğaya müdahale ve dönüştürme” uğraşına katılmıştır. Bu uğraşın sınırlarının doğal çevremiz olarak kabul edilen dünya ile sınırlı olmadığı, bugünkü teknoloji ile uzaydaki çevreyi de ilk algılamanın jeolojik modelin verileriyle başladığı görülmektedir.
Jeoloji ve Jeoloji Mühendisliği, tarihsel gelişim süreci içinde değişime uğramış, dinamik bir seyir izleyen olgulardır. Geçmişten bugünlere ulaşan mesleki bilgi ve pratik birikim üzerinde Jeoloji Mühendisliğini ve Jeoloji Mühendisini özetleyen çağdaş tanımlamalara ulaşılmıştır.
Jeoloji(Geology): Geo(Yer) ve Logos(Bilim) sözcüklerinden türeyen Jeoloji; Fiziksel Jeoloji, Tektonik, Petrografi, Sedimantoloji ve Stratigrafi, Mineroloji, Paleontoloji, Mühendislik Jeolojisi, Hidrojeoloji gibi alt bilim dallarıyla, yerkabuğunun bir mineral tanesinden kıtalara kadar değişik büyüklükteki bileşenlerinin özelliklerini, dağılımını ve gelişimini, dinamizmini inceleyerek elde ettiği verileriyle yerin tarihçesini yorumlayan; sedimenter, mağmatik ve metamorfik kayaların zaman ve mekan ortaklığında sentezini yapan; yeryüzündeki kayaç, toprak ve su ile hayatın gelişimini inceleyen temel bir doğa bilimidir. Diğer bilimler gibi görünen ve görünmeyen yönleriyle dünyayı insanlar için anlaşılabilir kılmayı hedefler.
Jeoloji Mühendisliği (Geological Engineering): Jeoloji biliminin veri, teknik ve ilkelerini her türlü mühendislik kullanıma sunmak üzere, proje alanının 4 boyutlu (x-y-z-t) jeolojik modelini hazırlamak ve jeolojik verileri yorumlamak; yeraltısuyu ortam ve hareketleri ile kaya ve zemin özelliklerine ilişkin kavramsal modelleri ortaya koymak; mühendisliğin sanat ve bilime dayalı tanımı çerçevesinde, yerkabuğunu oluşturan malzeme özelliklerini incelemek, tanımlamak, sorunları önceden belirlemek ve sorunlara karşı mühendislik çözümlerini geliştirmek olan mühendislik dalı.
Jeoloji Mühendisi (Geological Engineer): Jeoloji biliminin kuramsal verilerini, ölçülebilen (sayısallaştırılmış) ve mühendislik işlerine etkilerine göre tasnif edilmiş (sınıflandırılmış) verilere, kavramsal modellere ve tasarımsal değerlendirmelere dönüştürecek mesleki derinliğe sahip olan mühendis.
Günümüzdeki teknolojik gelişmelere dayalı olarak Jeoloji Mühendisliği hizmet yelpazesi önemli oranda genişlemiştir. Başta doğal kaynak, çevre ve afet yönetim süreçleriyle ilgili olarak metalik madenler, endüstriyel hammaddeler, enerji hammaddelerinin ve sıcak ve soğuk su kaynaklarının aranması ve ekonomik kullanımı kararlarında; deprem, heyelan, kaya düşmesi,sıvılaşma, su baskını afet tehlike ve risk değerlendirmeleri; arazi kullanım planlarının hazırlanması; yer seçimi kararları, kütle hareketleri tanımlama, sınıflama, izleme , duraylılık analizleri ve stabilizasyon önlemlerinin belirlenmesi için jeolojik-jeoteknik etütlerde; yer altı suyu ve toprak kirliliği, atık depolama vb çevresel sorunların çözümünde; Baraj, tünel, karayolu, demiryolu,boru hattı, enerji santralleri gibi mühendislik yapıları ve binalar için jeolojik-jeoteknik etütlerde; Kentsel projelerin ihtiyaç duyabileceği temel parametrelerin (zeminin kazılabilirliği, yer altı suyunun derinliği, agrega malzeme, afet tehlike potansiyeli vb) belirlenmesinde JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ aktif görevler üstlenmektedir.
Yukarıda sayılan hizmetler dışında toplum sağlığı için risk oluşturan radon gazı ile asbest, arsenik, zeolit minerallerine ve etkilerine yönelik Tıbbi Jeoloji (Jeo–Sağlık / Medikal Jeoloji) ve Jeolojik Sit olarak kabul edilen oluşumlar (Fosil zonları, taşlaşmış ağaçlar, yeryüzü şekilleri) ile ilgili araştırmalar da, JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ tarafından gerçekleştirilmektedir.
Bugün Çevre ve Orman, Enerji, Ulaştırma Bakanlıkları ile Toplu Konut İdaresi, MTA, TPAO, DSİ, TKİ, ETİ HOLDİNG, DLH, BOTAŞ, TTK, Karayolları, Afet İşleri, Yapı İşleri, İller Bankası, Elektrik İşleri Etüt İdaresi, Maden İşleri Genel Müdürlükleri ve Yerel Yönetim (Belediyeler ve İl Özel İdareleri) birimlerinde; madencilik, çimento ve inşaat sektöründeki değişik özel sektör kurum ve kuruluşlarında; Odamıza “Serbest Meslek Uygulaması Yapan Büroların Tanımı Ve Tescil Yönetmeliği” kapsamında tescil yaptırmış Serbest Jeoloji Mühendisliği kuruluşlarında çok sayıda JEOLOJİ MÜHENDİSİ çalışmaktadır.
ÜLKEMİZDE JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİMİ
Ülkemizde 19.yüzyıldan itibaren JEOLOJİ bilgilerini içeren yayınlarla karşılaşılmaktadır. Örneğin, Hoca İshak Efendi’nin 4 ciltlik Mecmua-yı Ulum-ı Rizaziye (1834) adlı eserinde jeolojik değerlendirmeler yer almıştır. Yine aynı dönemde, Mekteb-i Tıbbıye-i Şahane’de JEOLOJİ dersleri verilmeye başlanmıştır. Darülfünunu Şahane içinde Ulum-ı Tabiiye ve Riyaziye (Doğa ve Matematik Bilimleri) bölümünün kurulması ile üniversitede JEOLOJİ eğitimine ilk adım atılarak İlm-i Arz ve Maadin (Yer ve Maden Bilimi) dersi okutulmaya başlanmıştır.Balkan Savaşı nedeniyle bir süre ara verilse de önce İstanbul Darülfununu (1933’ten sonra İstanbul Üniversitesi) Fen Fakültesi bünyesindeki JEOLOJİ ENSTİTÜSÜ’nde ve daha sonrada İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesinde JEOLOJİ eğitimine devam edilmiştir. Aynı dönemde Ankara Üniversitesi Ziraat Enstitüsü bünyesindeki Tabii Bilimler Fakültesinde(1933) Jeoloji Bölümünde eğitim başlamıştır.
1930’lı yıllarda birkaç Üniversitede sürdürülen Jeoloji Mühendisliği eğitimi 1935 yılında ülkemizin iki büyük yerbilimi kuruluşu olan MTA Enstitüsü ve Etibank’ın kurulması ile yoğun bir şekilde madencilik bazında jeolojik araştırmalara başlanılması, DSİ, Karayolları, EİEİ gibi yatırımcı kurumların ürettikleri projelerde jeolojik-jeoteknik araştırmaların ön plana çıkması gibi etkenler sonucu kamu ve özel sektör kuruluşlarında Jeoloji Mühendislerine eskiye kıyasla daha çok gereksinim duyulmaya başlamıştır.
1960’ların ikinci yarısında Karadeniz Teknik Üniversitesi(1965),Ortadoğu Teknik Üniversitesi(1965), Dokuz Eylül Üniversitesi(1968) ve Hacettepe Üniversitesi(1968) olmak üzere 4 üniversitede daha Jeoloji Mühendisliği eğitimine başlanılmıştır.
Bugün Üniversitenin Mühendislik/ Mühendislik-Mimarlık Fakültesi bünyesindeki Jeoloji Bölüm sayısı 27’ye ulaşmıştır.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz